Bugün dünya üzerindeki en büyük soykırımlardan biri, hiç şüphesiz Myanmar’daki Arakanlı Müslümanların maruz kaldıgı soykırım hareketidir. Bu büyük vahset, son dönemde yogun katliamlar ile gündeme gelmisse de, 20. Yüzyılın ikinci yarısından bu yana devam etmektedir. Dünyanın sırtını döndügü uluslararası hukukun ve dünyada barısın teminatı oldugu iddiasındaki kurumların görmezden geldigi Arakan’da sistematik bir soykırım sözkonusudur.
Uluslar arası Hak İhlalleri İzleme Merkezi (UHİM) olarak, Arakan’da yaşananları yerinde tesbit etmek, yaşananları kayıt altına almak ve uluslar arası hukuk nezdinde gerekli girişimlerde bulunmak üzere bölgeye giden heyetimizin gözlemleri, görüsme notları ve tesbitleri doğrultusunda hazırlanan ‘Sömürgeden Soykırıma Arakan’ başlıklı raporumuzu daha önce kamuoyunun dikkatine sunmuştuk.
Raporumuzun ‘Öneriler’ kısmında ve konu ile ilgili farklı mecralarda dile getirdigimiz noktalardan biri de, Arakan’da Budist yönetim ve Budist milisler tarafından gerçekleştirilen sistematik soykırıma, Budist dünyasının dini ve siyasi liderlerinin derhal müdahil olması ve sorunun çözümünde rol almaları gerektiğiydi. Biz UHİM olarak Tibetli Budistlerin dini lideri 14. Dalai Lama Tenzin Gyatso’ya ve Myanmar’da uzun yıllardır aktif siyasi mücadele veren Aung San Suu Kyi’ye sesleniyor; yıllardır savundukları degerlerin ve taşıdıkları misyonun doğal bir geregi olarak Arakan’da yaşanan sistematik soykırımın ortadan kaldırılması noktasında inisiyatif almaları için çağrıda bulunuyoruz.
Sayın Tenzin Gyatso,
Bugün Arakan/Myanmar’da yaşanan süreç, insanlık adına utanç vericidir. Uzun yıllardır baskıcı yönetimin uygulamaları altında ezilen Arakan’daki Müslüman nüfus, hayatta kalabilmek için yaşadıkları yerleri terk etmek zorunda kalmaktadır. Gittikleri ülkelerde de son derece ağır koşullarda hayatta kalma mücadelesi veren Arakanlılar, tüm dinlerde yasak olan onlarca fiile muhatap olmaktadır. Ve maalesef, Arakanlı Müslümanların maruz kaldıgı cürümler Budist bir yönetim ve Budist milisler tarafından gerçekleştirilmektedir.
Myanmar’da yaşanan bu süreç karşısında sessiz kalmayarak, taşıdığınız önemli misyonun geregini yapacagınızı ve katliamları gerçekleştirenlere çağrıda bulunarak Müslümanların maruz kaldıgı bu soykırım sürecinin sona ermesine katkı sağlayacagınızı ümit ediyoruz.
Esteemed Tenzin Gyatso:
Today the situation in Arakan/Myanmar is shameful in the name of humanity. The Muslim population which has been oppressed by the actions of tyrannical regime has been forced to leave their homes for in order to survive. The people of Arakan fighting to survive under extremely severe conditions, and are subjected to many practices, such conditions and practices are forbidden in all religions. And, unfortunately, the crimes which the Arakan Muslims are victim of, are committed by the Buddhist authority and Buddhist militants.
We hope that you will not keep silent against this tragedy in Myanmar, do what is necessary based on your important mission, and object to those who commit these crimes to contribute to ending this genocide against Muslims.
Sayın Aung San Suu Kyi,
Bugün Arakan/Myanmar’da yaşanan süreç, insanlık adına utanç vericidir. Uzun yıllardır baskıcı yönetimin uygulamaları altında ezilen Arakan’daki Müslüman nüfus, hayatta kalabilmek için yaşadıkları yerleri terk etmek zorunda kalmaktadır. Uluslararası hukukta ‘soykırım’ olarak tanımlanan fiillerin neredeyse tamamına maruz kalan Arakanlılar, gittikleri ülkelerde de son derece ağır koşullarda hayatta kalma mücadelesi vermektedirler.
Myanmar’da yaşanan bu süreç karşısında sessiz kalmayarak, taşıdıgınız önemli misyonun ve uzun yıllardır mücadelesini verdiginiz değerlerin geregini yapacagınızı ve katliamları gerçekleştirenlere çağrıda bulunarak Müslümanların maruz kaldıgı bu soykırım sürecinin sona ermesine katkı sağlayacagınızı ümit ediyoruz.
Esteemed Aung San Suu Kyi,
Today the situation in Arakan/Myanmar is shameful in the name of humanity. The Muslim population which has been oppressed by the actions of tyrannical regime has been forced to leave their homes for in order to survive. The people of Arakan fighting to survive under extremely severe conditions, and are subjected to many practices, such conditions and practices are considered as genocide in terms of international law.
We hope that you will not keep silent against this tragedy in Myanmar, do what is necessary based on your important mission, and call for action to those who commit these crimes to stop them and contribute to ending this genocide against Muslims.