Dizilerde Neden Gerçek Bir Baba Karakteri Yok!
Dizilerde Neden Gerçek Bir Baba Karakteri Yok!
Ertugrul Özkök nihayet türbanlı karakter askının sebebini açıkladı. Kocasını aldatan kadınların yüzde ellisi türbanlıyken, mevcut dizilerde azize gibi kompoze edilmelerine tahammül edemiyormus. Hangi bilimsel veriyi baz aldıgına dair bilgi yoktu açıklamasında! Aldatan kadınların istatistiki gibi kamuoyuna açıklanan bir arastırma olmadıgına göre, kisisel gözlemlerine dayanıyor olmalı yüzde elli rakamı. Kisisel gözlem yeri kendi gazetesinin üçüncü sayfasıysa çok daha yüksek bir oran da telaffuz edebilirdi, insaflı davranmıs!
Zihin mühendislerinin tercihiyle olusturulan üçüncü sayfa haberleri esliginde toplumun tüm algısını etkilemek ve degistirmek mümkün. Televizyondaki katil avcılıgına soyunan reality sovlar da hikayelerini üçüncü sayfa haberlerinden devsirdigi için son yıllarda eslerini aldatan, cinayet isleyen kadınların büyük çogunlugu basörtülü.
Ertugrul Özkök özellikle baglı oldugu grubun kanallarında yayınlanan dizilerin geldigi noktadan, anlattıkları hikayelerden, ahlaksızlıgın marjının gittikçe genisletilmesinden rahatsızlık duydugunu ifade etmek yerine; biraz da basörtülü karakterleri öznelestiren ahlaksız diziler yapılmasını arzu ediyor. Nasılsa göklere çıkardıgımız yerli dizi senaryolarında sablon aynı; dönem dizisi de olsa tarihi dizi de olsa günümüzde de geçse hikaye fark etmiyor! Aynı kisiye asık kardesler, bol entrika, bol erotizm, ask için her sey mubah anlayısı. Yoksa muhafazakar kesimin gündelik hayatı nasıldır merak etmiyorlar. Çünkü emin onlar; ihanetin, ahlaksızlıgın örümcek agı gibi muhafazakarları sardıgından, dindar olmanın ibadet etmenin görüntüde kaldıgından. Önyargılarını güçlendirecek, yanılmazlıklarını ispat edecek muhafazakar görünümlü kisileri zaman zaman nazara vererek, bas tacı ederek ne kadar haklı olduklarını ispat ediyorlar çünkü.
Ahlaksızlık her devirde vardı bugüne mahsus degil, dolayısıyla televizyon ve diziler günah keçisi olmamalı savunusu da yabana atılmamalı. Dogrudur ahlaksızlık her devirde vardı, ama bugünkü gibi bas tacı edilmiyordu, yasasın kötülük naraları atılmıyordu. Kötülükten kariyer yapmak mümkün degildi. Toplum dıslardı kötüleri ve ahlaksızları. Simdi tam tersi kötü karakterler rol model olarak sunuluyor. İyi kalpli olmak, iyilik yapmak ahmakça bir tavır olarak karsılandıgı gibi çocuk dizilerinde dahi ezik diye hitap ediliyor. Dürüst bir hayat yasayarak memuriyetten emekli olan birisi is bilmezlikle itham edilip, zavallı gözüyle bakılırken; çalan çırpan, iftira atan, yalan söyleyen, ama hızla yükselen kisilere duyulan hayranlık gizlenmiyor. İs bilmek, isini layıkıyla yapmak degil isini bilmek en büyük meziyet oldu!
Farkında mısınız ekrana gelen dizilerin büyük çogunlugunda baba karakteri yok. Özellikle sehirde yasayan genç kadınların ailesi yok! Babaların senaryoların dısına atılmasıyla paralel, tabu yıkma girisimi adı altında hikayeler yön degistirdi. Mevcut babalar da aslında hem var hem yoklar. İki farklı mesafe biçimi söz konusu: tek kelime bile edilmeyen anlayıssızlık mesafesi ya da son sözün söylendigi iktidar mesafesi.
İnsanları kamusal hayatta özgür ve mutlu kılan Fransız Devrimi, özel hayatta da özgür kılmak istediginde en büyük engelin aile ve baba oldugu anlasılıyor. Aile baglarını zayıflatmak, aileyi parçalamak için baba otoritesini yıkmak gerektigi mecliste tartısılıyor. Bütün baglar parçalanıp hiyerarsi ortadan kalktıgında ailenin yerini bireyler almaya baslıyor.
Aile baglarını gevsetmek, aileyi ortadan kaldırmak için ensesti savunan konusmalar yapılıyor Fransız Meclisinde. Niye bizim dizilerde ensest iliski patlaması yasanıyor sorusunun cevabı sanırım burada gizli.
13.10.2011
Sema karabıyık / Yeni Safak
Kayıt Tarihi : 13 - 10 - 2011
Bu sayfa 1618 defa ziyaret edilmiştir.